9 Temmuz 2018 Pazartesi

Tecavüzlere, tacizlere, vahşetlere çanak tutanlar duyar kasıyor!



İki küçük kız çocuğu...

Henüz ağızları süt kokuyor...

Annelerinin bakmaya, babalarının dokunmaya kıyamadığı yavrucaklar...

İnsanlıktan nasibini almamışların cinsel istismarına uğradı ve vahşice katledildi.

İnsanın kanı donuyor, tükürükler boğazında düğümleniyor.

Bir insan, nasıl olur da bu kadar alçalabilir, alçaklaşabilir, canileşebilir.

Bu yaratıklar, hiç mi insanlarla hemhal olmadı, hiç mi insani özelliklerle donatılmadı; insani ve İslami değerlerden hiç mi nasibini almadı?

Eylül, henüz sekiz yaşındaydı... Bir insanın sevmek için bile dokunmaya çekineceği, incinmesinden korkacağı bir sabi...

Leyla ise henüz üç buçuk yaşındaydı... Günlerce arandı, bulunamadı. Tüm ülkenin yüreği günlerce Leyla için çarptı, sağlıklı bir şekilde bulunup ailesine teslim edilmesi için dualar edildi. Maalesef ki cesedine ulaşılabildi. Bir dere kenarına atılmıştı... Muhtemel ki aç ve susuz bırakılarak ölüme terk edilmiş ve sonra oraya atılmış. Hangi yarattığını üç buçuk yaşındaki bir bebeyle nasıl bir sorunu olabilir?

Kur’an-ı Kerim'de "esfeli safilin" yani "aşağıların aşağısı" (95/5) olarak nitelenen yaratıklar bunlar olmalı... Hayvandan bile aşağı, aşağıların aşağısı yaratıklar...

Bunlar için söylenilecek söz yok; söylenen sözün tesiri yok, anlamı yok.

Yapılması gereken tek şey, kısasa kısas uygulaması... Ne yaşattılarsa aynısını onlara yaşatmak... “Ey temiz akıl sahipleri, kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki sakınırsınız.” (Bakara 179)

Allah'ın kanunlarını uygulamazsanız daha başka sorunlara kapı aralarsınız. Suçluya cezayı kişilerin vermeye kalkması gibi... Onun için bu yavrulara taciz ve tecavüz edenler, onları katledenler suçu sabit olduğunda anında idam edilmeli ve devletin de bunları affetmek gibi bir yetkisinin bulunmadığı bilinmeli...

Gelelim bu olayların basında işleniş şekline... Burada da maalesef ki iki farklı gayri insani durumla karşılaşıyoruz:

Birincisi bu olayları siyasete malzeme edip hasmına vurmak için kullanan alçaklar... İkincisi Türkiye ile ilgili algı oluşturmak için bu olayları köpürten pespayeler...

Birinci kısımda yer alanlar, yaşanan bu olayların doğrudan müsebbibi aslında... TV'lerinde, gazetelerinde, kaptıkları köşe başlarında ahlaksızlığın, namussuzluğun, tacizin, tecavüzün, müstehcenliğin reklamını yapıp bunun da ilericiliğin, çağdaşlığın gereği olduğunu bu millete empoze ediyorlar. Karşılarına ahlakı, namusu, edebi savunan birileri çıktığı zaman da yaftayı vurup höykürüyorlar: GERİCİ, İRTİCACI, YOBAZ, DİNCİ...

Ürettikleri dizilerde, çektikleri filmlerde gayri meşru ilişkileri ballandıra ballandıra anlatıp, çıplaklığı ve müstehcenliği matah bir şeymiş gibi millete reklam edip sonra taciz ve tecavüzden şikâyetçi olanlar, bunları yapanlar kadar suçludur, ikiyüzlüdür, alçaktır. Özellikle dizilerdeki ahlaksız ilişkileri normalleştirip aşk gibi kutsal bir sosla süsleyerek albenili hâle getiren yavşaklar çocuklara tacizi, tecavüzü, vahşeti kınamasınlar. Aynanın karşısına geçip utanmazlıktan köseleye dönmüş suratlarına tükürsünler.

İkincisi ise bu olaylar üzerinden Türkiye algısı oluşturmaya çalışan alçaklar...

Dışarıya vermek istedikleri mesaj şu: Türkiye, güvensiz bir ülke... Bize de hissettirmek istedikleri duygu: Hiçbirimiz güvende değiliz... Nüfusu 80 milyonu geçmiş bir ülkede yaşanan bu gayri insani durumlar, toplumun geneli içinde çok az bir yer tutuyor. Gönül ister ki insanın canını yakan bu olaylar hiç yaşanmasın, hiç kimsenin canı yanmasın... Ama maalesef ki bunlar hep olacak... Bizim yapmamız gereken, bu olayları en aza indirecek şekilde insanlarımızı manevi yönden yetiştirmek, toplumu bu olaylara tepki veren caydırıcı güç haline getirmek ve tabii ki hukuki yaptırımların caydırıcı olması... Ancak basının haber dilindeki sakat üsluba, art niyetli haber diline de prim vermeyelim... Sanki Türkiye’de herkes bu olayların müsebbibi, herkes potansiyel suçlu ve Türkiye yaşanmaz bir yer...

Basındaki kalemlerin bazısı bilinçli, bazısı bilinçsiz hizmet ediyor bu algıya maalesef...

Gönül ister ki insanı sarsan bu olaylar hiç yaşanmasın... Ama insanlıktan çıkmış insanların olduğu bu dünyada mümkün değil maalesef...

Allah, hepimizin evlatlarını korusun... Hiç kimseyi evlat acısıyla imtihan etmesin!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder