28 Ocak 2016 Perşembe

Fıtratı Bozulanlar: Erkeğimsiler ve Kadınımsılar-2 / Çözüm Önerileri

Allah, insanı kadın ve erkek olarak insani vasıflar açısından eşit yaratmıştır. İnsani değerler yönünden kadının erkekten, erkeğin kadından bir üstünlüğü yoktur zaten. Ama bu demek değildir ki birbirinizin rollerini çalın, birbirinize benzeyin, birbirinizden farkınız kalmasın.

Kadın, gücünü nezaketinden, zarafetinden, inceliğinden, hanımefendiliğinden alır. Kadın, bu özelliklerinden ne kadar uzaklaşır ve erkeğe benzemeye kalkarsa o kadar zayıftır. Kadınların olaylara tepkileri, yaklaşımları farklıdır. Bir tartışma anında bile tavırlar aynı değildir. Kadın, kadınsı özelliklerine uygun naif bir tartışma yürüttüğünde karşı tarafa daha güçlü olduğu hissini verir. Çok bağırıp çağırmaya başladığında çirkef olmakla itham edilir ve o anda kaybetmiştir.

Erkek, er olmanın gereğini yerine getirdiği ölçüde güçlü ve saygındır. Yerine göre bir lider, yerine göre koruyucu, yerine göre kural koyucudur. Ailesini, eşini, aşını, vatanını korumak kadından önce onun görevidir. Ondan beklenen, yeri geldiğinde cesaretini ortaya koymasıdır. Yerine göre sesini yükseltmeli, masaya yumruğunu vurabilmelidir. Çok pısırık kalan bir erkek, hoş karşılanmayıp kadın gibi davranmakla suçlanır.

Çözüm önerileri:

*Anne ve babalar!.. Kızlarınızı ve oğullarınızı fıtratına uygun yetiştirin. Hatta siz fıtratlarını bozmayın, onlar bozulmamış fıtratlarıyla olması gerektiği gibi olurlar.

*Çocuklarınıza utanma duygusunu aşılayın. Fazla yırtık, pişkin, utanmaz, bencil yetiştirmeyin. Kendi sınırları içinde yaşasınlar.

*"Ben yaşamadım, kızım yaşasın." ya da "Aman kocasına mahkûm olmasın!" diye diye özgür(!) kızlar yetiştiren anneler veya "Erkektir her şeyi yapar." diyerek utanmaz ve cesur(!) erkekler yetiştiren babalar olmayın. Oğlunuzu ve kızınızı mü'min ve mü'mineler olarak yetiştirmek olsun gayeniz.

*Çocuklarınızın önüne dininize, geleneğinize, değerlerinize uygun rol modeller koyun. Onları medyanın star, sanatçı vb. diye parlattığı ucube tiplerden zinhar uzak tutun.

*Devlet, okullardaki karma eğitim saçmalığına son versin. Eğer Kemalist-laik tayfanın şerrinden korkulduğu için kısa vadede bu mümkün olmuyorsa onların karma eğitim modeli dışında isteyen ailelerin rahatça yollayabileceği her tür okuldan alternatif kız ve erkek okulları açsın.

*Devlet, 6284 sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun" gibi Batı merkezli feminist dünyanın dayatması, bizim toplum ve aile geleneklerimizle alakası olmayan saçma, kaş yapayım derken göz çıkaran kanunlar yerine insan/fıtrat merkezli eğitim modeli geliştirsin...

Siz siz olun, erkekseniz erkek gibi erkek olun; kadınsanız kadın gibi kadın olun. Allah, ikisinden karışık olanlardan bizleri ve evlatlarımızı korusun. "Kadın gibi davranan erkeğe, erkek gibi davranan kadına lanet olsun!" diyen peygamberin ümmeti olarak fıtratına uygun yaşamaya çalışanlara selam olsun!..

24 Ocak 2016 Pazar

Fıtratı Bozulanlar: Erkeğimsiler ve kadınımsılar - 1

Allah, biz insanları erkekler ve kadınlar olarak iki ayrı fıtratta, farklı özelliklerde yaratmış. Erkek ve kadın olarak yaratılma durumumuza göre de fıtratımıza uygun özelliklerle donatmış bizleri. Bizden beklenen de bu fıtrata uygun olarak bir hayat sürmemiz…

İnsan, bu yaratılış özelliklerine uygun bir hayat sürdüğünde ne güzel bir insan olmaktadır. Böyle insanlardan bahsedilirken de genelde ‘’Ne hanımefendi bir insan!’’ ya da ‘’Ne kadar beyefendi bir insan!’’ diye bahsedilmektedir. Toplum içinde ayrı bir saygınlığı olmakta, yaptıkları ve yapmadıklarıyla toplumun gözünde müstesna bir konuma yükselmektedir.

Özelde bizim toplumumuzda, genelde ise dünyanın her yerinde kadın ve erkekler; giyim tarzlarıyla, beğenileriyle, hayata bakış açılarıyla, yaşam şekilleriyle birbirinden ayrılırdı. Kadın ve erkekler, birbirine benzemek istemeyi bırakın, birbirine benzemekten Allah’a sığınırlardı. Kadın ve erkekler, kendini tamamlayan diğer yarısı olarak bakarlardı karşı cinse. Bir kadın, kadına benzeyen erkeğe; bir erkek, erkeğe benzeyen kadına pek iyi gözle bakmazdı hatta tiksinerek bakardı.

Öncelikle giyim tarzlarıyla ayrılırdı kadın ve erkekler. Her toplumda farklı olmakla birlikte erkeklerle ve kadınlarla özdeşleşen kıyafetler vardı. Giyimlerindeki bu farklılık, doğal olarak hâl ve hareketlerine de yansırdı.

Ama günümüzde durum, artık pek de böyle değil maalesef ki… Sokaklarda, caddelerde kadına benzemeyen kadınlar, erkeğe benzemeyen erkekler kol geziyor. Kadınlar, hâl ve hareketleriyle, söylemleriyle gittikçe erkekleşiyor. Erkekler ise aynı şekilde hâl ve hareketleriyle, söylemleriyle gittikçe kadınlaşıyor. Korkarım ki önlem alınmazsa yakın zamanda bu iki farklı cins, birbirine benzeye benzeye birbirinden farksız olacak; orta noktada buluşacak ve ortaya karışık ucubeler daha da artacak...

‘’Kadın, erkeğin yaptığı her şeyi yapabilir.’’ diye diye fıtratından, nezaketinden, zarafetinden, naifliğinden uzaklaşmış ucube erkeğimsiler ortaya çıkardılar.

‘’Erkek; centilmen olur, kılsız olur, dilsiz olur.’’ vb. diye diye erliğinden, heybetinden, liderlik özelliğinden soyutlanmış, uzaklaşmış ucube kadınımsılar ortaya çıkardılar.

Bakıyorsunuz sokaklardaki kadınların azımsanamayacak bir kısmı erkeklerden farksız giyiniyor.Kadının o kendini sakınan hâl ve hareketlerinden eser yok, erkekler gibi kabalaşabiliyorlar hiç çekinmeden. Ağzı bozuk, çok rahat küfredebilen, bağırıp çağırabilen kadınlar her yerde. Erkek gibi davrandıkça erkek gibi oldukça daha güçlü, erkeklerle daha eşit olduğunu düşünen beyin fukaraları kol geziyor sağda solda...

Aynı şekilde sokaklara baktığınızda kadınla özdeşleşmiş olan kıyafetleri giyen, kadınlara özgü takıları takan erkeklerin sayısı hızla artmış. Bir kadın gibi kırıtarak konuşan, incelip üzülen tipler her yerde... Bakımlı erkek olmak uğruna fazlalıklarını aldırdığını düşünürken erkekliğini aldıran tiplerden geçilmiyor meydanlar.

Konu bitmedi çarşamba devam inşallah... Selam ve dua ile...