23 Eylül 2016 Cuma

Ey Anne ve Babalar, Anne ve Baba Olun!..

Günümüzün anne ve babaları, belki biraz da suçluluk duygusuyla çocuklarına anne ve babalık yapmaktan ziyade onlarla arkadaşlık etme, onların egosunu şişirme, sürekli onları memnun etme derdindeler.

Buradaki "suçluluk duygusu" kavramını biraz açmaya çalışalım: Anne, kariyer peşinde koşmaktadır ve çocuğuna olması gerektiği gibi bir annelik yapamadığının farkındadır. Çocuğunu bakıcılar, üçüncü kişiler, televizyon, internet yetiştirmektedir. Bunun getirmiş olduğu suçluluk psikolojisiyle çocuğuna karşı aşırı müsamahakâr davranmakta, çocuk bir isterse kendisi iki almaktadır. Çocuk ise bu davranış sonucunda iki farklı sıkıntıyla büyümektedir: Doldurulamayan bir anne boşluğu, obez olmuş ve tatmin edilmesi imkânsızlaşmış bir nefis...

Baba da bu süreçte evin reisi olma özelliğini yitirip evdeki kişilerden biri konumuna sürüklenmiştir. Ben çalışırım "karı yer" korkusuyla karısının "kariyer" peşinde koşmasına göz yummuştur. Evin erkek çocuğu için rol model olma, kız çocuğu için hayalindeki erkek olma özelliğinden uzaklaşmıştır. Baba; yürüyen TL'dir, para makinesidir ihtiyaç hâlinde hizmet veren.

Böyle bir aile ortamında büyüyen çocuk da genel itibariyle beklenilen davranışları sergilememekte, aile ve toplum için sıkıntılar çıkaran birey olmaktadır. Kendisine sunulan hiçbir şeyle tatmin olmamakta, kendisine sağlanan her imkânı yetersiz görmekte, verilenlerin hep daha fazlasını istemekte, elde ettiği şeylerden ise çok kısa bir süre içinde sıkılmaktadır.

Kolay elde etmeye alışmış, hiçbir bedel ödemeden her istediğine sahip olmuş bir çocuktan da sahip olduklarının değerini bilmesini beklemek boştur. O çocuk; hep mutsuz olacak, sonra anne ve babasını, daha sonra da toplumu mutsuz edecektir. Anne ve baba da çocukları için ne büyük fedakârlıklar yaptıklarını ama çocuklarının o fedakârlıklar karşısında nankörlük yaptığından dert yanacaktır sürekli.

Peki, durum gerçekten böyle midir? Suçlu ve hatalı olanlar, çocuklar mıdır? Siz ne ektiyseniz onu biçiyorsunuz. O çocuğu siz o hâle getirdiniz efendim!.. Siz, çocuğunuza annelik ve babalık yapmadınız ki çocuğunuz size evlatlık yapsın!..

Ey anneler!.. Evinize, eşinize, çocuğunuza dönün!.. Çocuğunuza annelik, kocanıza hanımlık yapın!.. Kızınızı, "Ben yaşamadım, o yaşasın; ben yapamadım, o yapsın!" mantığıyla yetiştirmeyin!..

Ey babalar!.. Evleneceğinizde karınızda ilk aradığınız diploma olmasın!.. İlle de çalışan hatun olsun, saçmalığından kurtulun!.. Evinize para makinesi değil; kendinize hanım, çocuğunuza anne bakın evleneceğiniz zaman!.. Er olun, evin reisi olun, oğlunuzun rol modeli, kızınızın hayallerindeki erkek olun!.. Ailenizin sırtını dayadığı dağ olun!.. Para babası olmayın, baba olun!.. Oğlunuzu yetiştirirken kızınız için lazım olan edep, hayâ, namusun erkeğe de lazım olduğunu unutmayın. "Erkektir, yapar!.." aptallığını sakın ha oğlunuza hissettirmeyin, yoksa ileride çok pişman olursunuz.

Ey anne ve babalar!.. Çocuklarınızı doyumsuz, dokunulmaz, başına buyruk tipler olarak yetiştirmeyin!.. Çocuklarınıza sınır çizmekten korkmayın!.. İleride sınırlarını başkalarının öğretmesi, pek hoşunuza gitmeyecektir. Bir ödül verecekseniz çocuğunuz hak etsin!.. Emek olmadan yemek olmayacağını bilsin!.. Zahmet çekmeden rahmete erişemeyeceğini öğrensin!.. Sonradan görme olmasın!.. Her şeyin maddiyat olmadığını kavrasın!.. Helal iki liranın, haram üç liradan çok olduğuna inansın!..

Eğitim Boş, Öğretmen Gereksiz!..

2016-2017 Eğitim-Öğretim Dönemi 19 Eylül Pazartesi başlıyor. Bu dönem, her dönemden biraz daha zor bir dönem olacak gibi... Malumunuz önce FETÖ'den, sonra PKK'dan dolayı binlerce öğretmen görevden el çektirildi ve ihraç edildi. MEB, öncelikle zaten yetersiz olan öğretmen sayısını bir an önce tamamlamak için çalışmalara başladı. Ancak süreç okulların açıldığı hafta tamamlanamayacak ve ilk bir ay okullarda öğretmen sıkıntıları yaşanacak.

Ancak eğitim camiasında öğretmenler üzerinden olumsuz hava estirildiği,öğretmenlerin hedefe konulup insafsızca eleştirildiği, herkesin eğitim uzmanı kesildiği bu zamanda acaba birkaç hafta okulların öğretmensiz, öğrencilerin eğitimsiz kalması hayırlara vesile olur mu?

Öğretmenlerimizinmükemmel olmadığının, canımızdan bir parça olan çocuklarımızı her öğretmene gözü kapalı teslim edemeyeceğimizin de farkındayım. Ancak yaptığımız eleştirilerde bilinçli ve hakkaniyetli olalım.

Tabii ki her meslek grubu gibi öğretmenler de eleştirilecek... Herkes gibi öğretmenlerin de yaptığı ve yapmadığı işlerin çetelesi tutulacak!.. Ancak bunu yaparken az çok eğitimden anlayacaksın!.. Eğitimin sadece öğretmende bitmediğini bileceksin!.. Öğretmen dışındaki faktörleri göz önünde bulunduracaksın!.. Öğretmene teslim ettiğin çocuğun için sen neler yapıyorsun; yapman gerekenlerden ne kadarını yerine getiriyorsun, ne kadarını aksatıyorsun, bu konularda önce kendi öz eleştirini bir yapacaksın!..

Çocuğunu okula gönderirken onu bir kral ve kraliçe edasıyla yollayıp "Sen üstünsün, kimse senin kılına dokunamaz, dünya senin etrafında dönüyor, senin için dünyanın altını üstüne getiririm!" mesajını vermeyeceksin, verirsen öğretmeno öğrenciye eğitim veremez. Öğretmeni çocuğunun yanında insafsızca eleştirip yerin dibine batırıyorsan sonra da o öğretmenin saygın bir öğretmen olmasını senin çocuğuna söz geçirip onu eğitebilmesini bekliyorsan beklemeyeceksin!..

Nasıl ki bir mimara, mühendise, doktora, eczacıya kafana göre tavsiyelerde bulunup çokbilmişlik taslamıyorsan öğretmenliğin de bir uzmanlık alanı olduğunu, öğretmenin bunun eğitimini aldığını, bu alanda kafa yorduğunu, senden daha fazla çocuklarla muhatap olduğunu bilip kendi fikirlerini kesin doğrularmış gibi dayatmayacaksın!.. Gerektiğinde fikirlerini paylaşacaksın, gerekmediğinde kendine saklayacaksın ama bileceksin ki eğitim; tek doğru, tek yöntem, tek fikir üzerinden yürütülemeyecek kadar komplike bir iştir. Senin çocuğun için uygun olan, başkasının çocuğuna uymayabilir; senin çocuğun için problem olan, başkasının çocuğu için olmayabilir ve öğretmen sınıftaki her öğrenci için maksimum faydayı ve minimum zararı gözeterek yapmak zorundadır işini... Fırsat buldukça da her öğrenciyle de özel olarak ilgilenmektedir.

Bu söylediklerim bir veli olarak seni kesmiyorsa o zaman da zaten eğitim boş, öğretmen gereksizdir!.. Yapman gereken en doğru şey, çocuğun için okulsuz ve öğretmensiz bir eğitim modeli geliştirmektir!..

İnşallah bu çelişkilerin yaşanmadığı bir eğitim-öğretim yılı geçirmemiz temennisiyle!.. Yeni eğitim-öğretim yılı herkes için hayırlı uğurlu olsun!..