21 Şubat 2016 Pazar

Onların Kanı Bozuk, Bizim Asabımız!..

Ülkemizin Batı’ya bağımlılığı ne zaman azaldı çevremizdeki düşmanların, içerideki hainlerin sayısı iyice arttı. Ülkemizi çevremizdeki ülkeler gibi savaşın, kargaşanın, istikrarsızlığın içine sürüklemek için var güçleriyle saldırıyorlar. Bizi tökezletmek, tarih sahnesinden silmek için her oyunu oynuyorlar.

Köklü bir medeniyete, devlet geleneğine sahip bir milletiz. Bu sebeple ayağa kalkmamızdan korkuyorlar. Eski şanlı günlerimize döneceğimizi düşünerek ödleri kopuyor. Kendilerine muhtaçlığımız azaldıkça çıldırıyorlar. Artık eskisi gibi hükmedemedikçe kahroluyorlar. Millî duruşumuza, birlik oluşumuza, Batı’yı “tek dişi kalmış bir canavar” görüp sallamıyor oluşumuza dayanamıyorlar.

Bu yüzden her geçen gün daha da çirkefleşiyorlar. Kalleşçe saldırıyorlar. Bütün şer odaklarıyla ortak hareket ediyorlar. Vuruyorlar... Dışarıdan vuruyorlar, yıkamıyorlar; içeriden vuruyorlar yıkamıyorlar. Biliyorlar ki bizi yıkamayan bu darbeler daha da güçlendirecek... Biz yıkılmadıkça telaşa kapılıyorlar. O sebeple ha bire şiddetini artırarak saldırıyorlar. Kendileri bir şey yapamayınca içimizdeki hainleri kullanıyorlar. Taşeron örgütlerini üstümüze salıyorlar. Sahip oldukları basını bize karşı kullanıyorlar. Ülkemizdeki satılmış kalemlere; manda tenceresinde kotarılmış, işbirliği ile soslanmış, ihanetle kavrulmuş, rüşvetle zenginleştirilmiş, şehvetle süslenmiş yazılar kaleme aldırıyorlar. Bir araya gelmesi imkânsız denen, ülkemize ihanetten başka ortak noktaları olmayan grupların çıkardığı gazetelere iki gün üst üste noktası virgülüne kadar aynı manşeti attırıyorlar.

Aydın geçinen kanı bozuk, mayası çürük, insanlığı güdük tiplere bildiriler yayımlatıyorlar. Kıblesi kadın, imanı para, düşüncesi kara olanları önümüze aydın diye sürerek onları takip etmemizi istiyorlar.

Ama bilmiyorlar ki affedersiniz biliyorlar ki ne yapsalar boş!.. İt ürür, kervan yürür... Kendilerinin bir hesabı varsa yüce Rabbimizin de bir hesabı var ve tutan hesap hep onun hesabı olacak... “Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz / Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz...” Biz yaşarken Hak için yaşarız, ölürsek Hak yoluna ölürüz... “Vurulmuş tertemiz alnından uzanmış yatıyor / Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!” demiş şair. Şimdi yapılan da “Haç”la “Hilal”in savaşı... Bunu herkes biliyor da kimse dillendiremiyor. Bu “Hilal” uğruna belki daha çok güneş batacak ama eninde sonunda o “Hilal” dünyaya hükmedecek... Bunu ne Haçlılar engelleyebilecek ne onların uşaklığını, taşeronluğunu yapan dindar görünümlü kindar paralel ihanet çetesi!.. Ne laiklik yiyip hainlik kusan azgın azınlık ne sap yiyip saman çıkaran tasmalı aydınlar ne de dindar Kürtleri temsil ettiğini söyleyen dinsiz, ateist, taşeron örgüt bizi yolumuzdan döndürebilecek.

Ülkemize saldıran taşeron örgütlerin ve ihanet içindeki işbirlikçi hainlerin kanı bozuk, bizim de asabımız!.. Zevali (ölümü) yaklaşan karıncanın kanatlanması gibi onlar da uçma hevesindeler ama tekrar konamayacaklarını bilmiyorlar.