2 Eylül 2016 Cuma

Gâvur Kime Denir?

"Gâvur" kelimesi, dilimize Farsça "gebr" sözcüğünden geçmiş ve zamanla Arapça "kâfir" kelimesinin yerine kullanılmaya başlanmış. TDK'nin sözlüğünde ise "1. Dinsiz kimse 2. Müslüman olmayan kimse 3. mec. Merhametsiz, acımasız" anlamlarıyla verilmiş. Bizim millet olarak "gâvur" sözcüğüne yüklediğimiz anlam ise zamanla daha çok üçüncü anlama kaymış. Bir kişide merhamet, acıma duygusu yoksa biz o kişiye "gâvur" demişiz.

Mesela bir kişi çevresinde acımasızlığıyla, çevresine zulmetmesiyle biliniyorsa özellikle eskiler o kişiden bahsederken "O ne gâvurdur, sen bilmezsin!" derler. Hiç kimse de bahsedilen kişinin bir gayrimüslim olduğunu düşünmez.

Mesela bu bakış açısına göre İslam dışında herhangi bir dine mensup olan biri gâvur değildir. Aynı şekilde Müslüman olup insanlara zulmeden, gaddar olan, merhametten nasipdar olamamış bir kimse ise gâvurdur.

Buna göre gayrimüslim olan şu kişilere gâvur dememiz mümkün değildir: Peygamberimizin (sav) amcası Ebu Talib, Müslüman olmadığı hâlde gâvur değildir. Çünkü hayatı boyunca Peygamberimizi (sav) ve sahabeleri koruyup kollamıştır. Hiçbir zaman zulmeden olmamış ve zulmedenlerden yana olmamıştır.

İslam dünyasının sözde liderlerinin ve âdeta paraya tapan sermaye sahibi kapitalist Müslümanların zalim İsrail'e karşı sessiz kalarak zulme ortak olduğu bir zamanda, Filistin’de yaşanan zulme karşı direniş göstermek amacıyla Refah’a gelen ve zalimlerin yüzlerine karşı, "Siz zalimsiniz!" diye haykıran ve dozerin paletleri altında can veren Amerikalı genç kız Rachel Corrie... 24 yaşında, hayatının baharında, gâvur İsrail'in gâvur askerlerinin katlettiği bu gayrimüslim kıza gâvur diyebilir misiniz?

Ancak Müslüman olup da zalim olan ya da zalime ses çıkarmayıp zulmüne ortak olan veya zalimi dost edinen bir Müslüman'a gâvur demez misiniz? Mesela Hz. Hüseyin'i katleden Yezid ve ona ses çıkarmayan ya da onun zulmüne ortak olan Müslümanlar da gâvurdur bize göre... Anadolu'da hâlâ zalim birisinden bahsederken ona "Yezid" diyerek hakaret ederler.

Mısır'da Müslüman bir lidere askerî darbe yaparak yerine geçen, binlerce Müslüman'ı katleden, hapislere atan, işkence eden diktatör Sisi'ye gâvur demeyecek miyiz?

İsrail'deki zulme ses çıkarmayıp kendi saltanatı için zalimlerle dost olan, kendileri zevk ve sefa içinde yaşarken İslam dünyasındaki zulme, sefalete, açlığa duyarsız kalan Arap dünyasının liderleri ve Müslüman sermaye sahipleri gâvurun âlâsı değil midir?

Bir sürü Müslüman liderin canına kıyan, Müslümanlar’ın yüreğine korku salan, kendi saltanatı ve sefahatı için insanların dinî duygularını kullanarak kendine kul köle eden Haşhaşiler’in lideri Hasan Sabbah gâvurun öde gideni değil midir? Aynı şekilde hiçbir Müslüman'ın derdiyle dertlenmeyip zalimlere ve İslam düşmanlarına karşı hoşgörü deryası olup Müslümanlar’a bir damlasını çok gören; zalime pamuk, Müslüman'a demir yumruk olan, son darbe girişiminde yüzlerce Müslüman'ın ölümüne ve binlercesinin yaralanmasına sebep olan modern Haşhaşi lideri Lanetullah'a ve onun kurşun askerlerine şimdi gâvur demeyecek miyiz? Demezsek onlardan farkımız kalmaz!..

Çünkü gâvura gâvur diyemeyen de gâvuru dost edinen de gâvurdur!..

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Siz Zavallı Fakirler, Biz Zenginleri Anlayamazsınız

Bir gün çok zengin bir baba, oğlunu kırsal kesimde bir köye götürür. Bu yolculuğun tek amacı vardır, insanların ne kadar fakir olabileceğini oğluna göstermek... Çok fakir bir ailenin evinde birkaç gün geçirirler. Şehre dönerken baba oğluna sorar: "Yolculuğumuzu nasıl buldun?" Oğlu, "Çok güzeldi babacığım!" diye cevap verir. Baba, "İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün mü?" der.
Oğlu, evet deyince... "Peki, ne öğrendin?" diye sorar. Oğlu, "Şunu gördüm: Bizim evde bir köpeğimiz, onların dört köpeği var. Bizim evde bahçenin yarısına kadar gelen bir havuzumuz, onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var. Bizim bahçede ithal lambalarımız, onların yıldızları var. Bizim görüş alanımız ön avluya kadar, onlarsa bütün bir ufku görüyorlar." Ufaklık konuşurken babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemedi ve çocuk ekledi: "Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için teşekkür ederim babacığım!.."

Kendini bu ülkenin sahibi, milletin efendisi olarak gören beyaz Türkler ve beslendikleri Batı; bize uzun yıllardır hep bu kendini zengin sanan YOKSUL baba gibi ne kadar fakir olduğumuzu göstermeye çalışıyor. Fakir olduğumuza bizi ikna etmek için kendilerince bir sürü argüman koyuyorlar önümüze...

Özellikle bağlı olduğumuz dinin, geleneklerin, millî ve manevi değerlerin bizi geri bıraktığını, onları terk ettiğimizde ışık hızıyla ilerleyeceğimizi, modern bir insan, millet ve devlet olacağımızı empoze etmeye çalıştılar, çalışıyorlar.

Acaba deyip bocaladığımız dönemler olsa da şükürler olsun ki bazı kanaat önderlerimiz, Necmettin Erbakan Hocamız gibi siyasi liderlerimiz sayesinde özümüze dönmeye; Batılılar ve onlardan daha Batıcı olan beyaz Türkler için fakirlik olan şeylerin bizim için zenginlik olduğunu idrak etmeye başladık. Erbakan Hocamız sayesinde kabuklarımızı kırıp sosyal hayatta, siyaset arenasında yer almaya; bu millete hizmet etmenin, bu ülkeye değer katmanın asıl zenginlik olduğunu anlamaya başladık. Reisimiz Recep Tayyip Erdoğan sayesinde ise özgüvenimiz arttı, kendimizi bulduk.

Kendimizi bulmaya, özümüze dönmeye başlayınca dışımızdaki ve içimizdeki yabancıların dediğinin aksine helal iki liranın, haram üç liradan çok olduğuna iyice iman edip halel getirilmemiş az helalin asıl zenginlik olduğunu unutmadıkça zenginleştik.

Cebi zengin olup bizi hakir görenlerin; bizim gönlü engin, cüzdanı fakir olanların yanında Müslüman parasıyla beş kuruş etmediklerini öğrendik.

Asıl yoksulluğu; maddiyatı yok olanların değil, maneviyatı yok olanların yaşadığını anladıkça görünüşte zengin olanlarda yok olanların, bizde çok olduğunu kavradık.

Batılılar’ın ve bizdeki Batıcılar’ın kazanmak için canlarını ortaya koydukları dünyalıkların bizim için ayak bağı olduğunu hissettikçe rahatladık.

Siz dünyalık biriktirdikçe zengin olacağını sanan zavallı dünyaperest fakirler, biz bir bir verdikçe zenginleştiğimizi yaşayarak öğrendik.

Bu yüzden siz zavallı fakirler, biz zenginleri anlayamazsınız!.. Bizi anlamak istiyorsanız fazlalıklarınızdan kurtulun!..