3 Haziran 2016 Cuma

Fetih / Ayasofya / İdam ya da Beraat

"Adam, üzerine yıkılan suçtan dolayı mahkemeye düşmüş. Mahkeme öyle bir safhaya gelmiş ki adama ya beraat ya idam verilecekmiş. Hâkim, iki kâğıt alıp birine idam, birine beraat yazacağını ve çektiği kâğıtta ne yazıyor ise o kararın uygulanacağını söylemiş. Zaten suçsuz olan adam, bu suçun kendisinin üzerine yıkılması işinde hâkimin de olduğundan şüphelenmiş. Eğer hâkim de işin içindeyse iki kâğıtta da "idam" yazacağını biliyormuş.

Hakikaten de adam şüphelerinde haklıymış. Hâkimin ikisine de "idam" yazdığı, iki kâğıt rastgele karıştırılıp adamın önüne sunulmuş. Adam kâğıtlardan birini alıp ağzına atmış, hemen çiğnemeye başlamış. Çiğnerken de demiş ki: "Seçtiğim kâğıt budur!". Adama kızacak olmuşlar ama adam, şöyle demiş: "Eğer yediğim kâğıt idam ise diğer kâğıtta beraat yazacaktır, yediğim kâğıt beraat ise diğerinde idam yazacaktır!"

İki kâğıtta da idam yazdığından, adam salıverilmek zorunda kalmış."

Bu hikâyeyi yazıya konu etmemin sebebi, son yıllarda İstanbul'un fethinin yıl dönümü geldiğinde bazı kesimler tarafından ülkemize, tarihimize, değerlerimize ve atalarımıza yönelik akıl almaz karalamalar, iftiralar, saldırılar...

Geçmişte züht hayatına yaptığı vurgu, Hak'tan ve hakikatten yana olan duruşuyla Müslümanlar’ın takdirini toplamış olan eli, beli, dili açık ancak gönlü, aklı, şuuru kapalı Rabbimin ihsanından nasiplenememiş kişi şöyle demişti: "Yunan İzmir'e, İngiliz İstanbul'a; Rus Kars'a, Fransız Maraş'a girince işgal; Türk İstanbul'a girince 'fetih' oluyor öyle mi? 52 gün top ateşi yağdırılan, üç gün boyunca yağma, talan, tecavüz serbest olan bir olay nasıl 'fetih' oluyor?"

Şimdi de yönettiği üç beş dandik filmle kendini nimetten sayan, büyük bir iş başardığını, büyük adam olduğunu sanan; ismiyle hiç de müsemma olmayan kişi de çağ kapayıp çağ açmış bir sultanı ve fethini küçümseyerek şöyle saçmalamış: "İki dandik takayı Haliç'in uysal sularından geçirip topu topu Avcılar kadar bir üvey kasabayı gasp etmeyi fetih diye kutlayan aptal; elbette bilmezsin; senin Ecdad-ı Osman'ın yalvararak Haçlı'ya teslim ettiği İstanbul'u, Mustafa Kemal'in ölümüne kavgasıyla kurtardığını ve elbette bilemezsin, sana hayatın estetiğini yaşamayı önerdiğini."

İşte bunlar, "Zulüm 1453'te başladı." diyen bahtsızlar, içimizdeki gâvurlar, Bizans'tan geriye kalanlar... Ülkemizi, milletimizi tarihinden başlayarak sanık sandalyesine oturtmuşlar; geriye bir punduna getirip ipini çekmek kalmış. Mahkeme ayarlanmış, roller dağıtılmış, oyun kurgulanmış... Süreç de öyle bir safhaya gelmiş ki!.. Ya idam edileceğiz ya da her durumda ölüme götürecek bir tercihi bize sunanlara öyle bir oyun oynayacağız ki hem biz kurtulacağız hem önüne geçilmesi mümkün olmayan yürüyüşü nihayete erdirecek ve tekrar âleme nizam vereceğiz.

Bu oyun ne mi? Ayasofya'yı esaretten kurtaracak cesareti ortaya koymak... Bugün yoksa o cesaret, bitmez bu esaret... Bu şartlarda geçerli değil artık hiçbir mazeret!..

En geç seneye Ayasofya'da teravih namazı kılarak İstanbul'un Fethi'ni kutlama zamanı geldi mi dediniz? Haydi inşallah!..

1 Haziran 2016 Çarşamba

Ey Müslüman Türk Erkeği, Müslüman Türk Kadınına Sahip Çık!

Ey Müslüman Türk erkeği!..

Seni son yıllarda "Er" olmaktan çok uzak görüyorum. "Er" gitmiş, geriye "kek" kalmış. Hem de "ıslak kek" kıvamındasın... Bakışı ve bileği sert, yüreği mert, baştan sona cesaret kokan adam sen değilsin... Koruyan, kollayan, kadının arkasında yıkılmaz bir dağ gibi duran; gerektiğinde masaya yumruğunu, yeri geldiğinde nefsine zinciri vuran adam gibi adam sen olamazsın. Erimiş muma dönmüş, incelmekten ölmüş, dünyaya gömülmüş, kadından çok süslenir olmuşsun.

Dışını değil, içini süsle!..


Eskiden asilzade, beyzade, şehzadeydin; tüm felaketler, afetler karşında dimdik durur, onurunu korur, gam nedir bilmezdin. Şimdi her "afet"in peşinde afetzede, arabesk bir dünya algısıyla "gam"zedesin; gördüğün her "gamze"ye fit oluyorsun. Eskiden helalinden başkasına bakmaz, kadınına da kendine de halel getirmezdin. Bir Leyla'ya âşık olurdun, bu aşk seni Leyla'ya olmasa da Mevla'ya ulaştırırdı; şimdi herkes sana Leyla, sen her Leyla'ya Mecnunsun. Bir Leyla'ya meftun olur, Leyla'da Mevla'yı görüp Mevla aşkıyla medfun olurdun. Şimdi ise Leylalar sarmış dört bir yanını, Leylaperest olup Mevla'ya sırtını dönmüşsün.

Seni Mevla'ya götürmeyen Leylaları terk et!..


Parayı kendine yâr, dünyalık üç beş kuruşu kâr, kendin olarak kalmayı ar bellemişsin. Sen sağda solda hovarda, karın kumarda, kızın barda; ailen düştü düşecek yarda... Böyle devam edersen yakında dünya sana dar, gül sandığın her şey sana har, güvendiğin dağlar kar olur.

Ya da heva ve hevesi uğruna gençliğini ifsat eden, girdiği her gönlü fesat eden, insanların "çok"unu "yok" eden hafif meşrep dilberler uğruna; senin için gençliğini feda eden, "yok"unu "çok", karnını "tok" eden; sen fakirken seni hakir görmeyen, evlatların için saçını süpürge eden evinin hanımefendisinin dünyasını zindan eder olmuşsun.

"Varlık"ını borçlu olduğun, dişiliğini yalnız sana has kılmış, kişiliğini hep muhafaza etmiş kadınını; varlığına tav olan, dişiliğini ulu orta sergileyen, kişiliğini kaybetmiş olan birileri için üzer olmuşsun. Heva ve hevesine ram olup ailene dram yaşatır olmuşsun.

Dünyadan kâm (zevk) almak için aileni gama duçar eyleme!.. Vakit varken kendine gel, sonra ahuzar eyleme!..

Müslüman Türk erkeği, yiğitliğiyle, cesaretiyle, cömertliğiyle, fedakârlığıyla bilinirdi. Şimdi bir hiç uğruna feda ettiklerinle, güvenilmezliğinle, nefsinin esiri olmakla anılır olmuşsun. Belki çok zaman Batı/l kökenli, bizim millî ve manevi değerlerimizle uyuşmayan ölçülerle değerlendirilip haksızlığa uğruyor olabilirsin. Seni sen olmaktan çıkarıp, "er"liğinden uzaklaştırıp seni ucube bir tip olarak görmek isteyebilirler. Ne kadar kadınsılaşırsan o kadar makbul olacağını sana empoze etmeye çalışıyor olabilirler. Ama sen modern dünyanın yalanına, İslam ölçüsünden kalanına inanma... Kadının tesettürü bedenindeyse, senin tesettürünün göz kapaklarında olduğunu unutma; sakın yanlış yol tutma!..

Kadını sana bir emanet bil, emanete ihaneti gaflet bil, kadının olmadığı dünyayı külfet bil!..