5 Şubat 2016 Cuma

Biz sizi çok iyi tanıyoruz

Ortalıkta "barış" diye diye gezip sevgi, kardeşlik, barış gibi iyi ve güzel olan her şeye düşman olan terörist ve terör seviciler; bu ülkedeki barışın önündeki en büyük engel sizsiniz. Kan ve gözyaşından beslendiğinizi; erzakınızın masumların kanı, enerji kaynağınızın mazlumların gözyaşı olduğunu tecrübeyle öğrendik. "Barış barış" derken bu ülke topraklarına karış karış fitne, savaş tohumları ektiğinizi kundaktaki bebeğe kadar hepimiz artık çok iyi biliyoruz. Çünkü biz sizi çok iyi tanıyoruz.

Öz yönetim(!) ilan ederek bu milleti özünden koparmak için yedi düvelle işbirliği yapıyorsunuz. İnsana, İslam'a, bu ülkeye ve bu millete dair her şeye düşmansınız; gücünüzü uşaklık yaptığınız karanlık odaklardan alıyorsunuz. Ya "adam" olup ekmek yediğiniz ülkenin sofrasına bıçak çalmayı bırakacak ya da hepiniz etek giyip "madam" olacak, oynaştığınız ülkelere gideceksiniz. "Bir kıvılcımla iç savaş çıkar."diye tehdit savuran liderinizden, vekillerinizin terör örgütüne silah taşırken yakalandığından, sıkıştırılan teröristlerle şu anda bile aynı mekânı paylaşıp onları kurtarmak için nasıl da sonuçsuz bir çaba içinde olduğundan, kısacası milletvekillerinizin bile iç savaş çıkarmak için elinden geleni ardına koymadığından haberdarız hepimiz. Ama cirminizin bu kadar olduğunu, elinizden daha fazlası gelmediğini de çok iyi biliyoruz. Çünkü biz sizi çok iyi tanıyoruz.

Ülkesinin aleyhine çalışan tüm şer gruplara yakın; kendi milletine, milletinin değerlerine, millî olan her şeye fersah fersah uzak olan; yeri geldiğinde teröristleri masum gösteren, yeri geldiğinde terörü temsil edenleri sazla cazla parlatan, herkesle empati yapabilen ama bir tek bu ülkenin Müslüman halkıyla empati yapamayan medya grubu, sizden umudumuzu keseli çok oldu. Artık medyayı bir silah olarak kullanıp en kritik zamanlarda, en kritik meselelerde ülkemizi, devletimizi ve milletimizi sırtından hançerlemenize millet olarak razı değiliz. Sizin için gereği yapılmasının zamanı çoktan geldi ve geçiyor bile. Biliyoruz ki siz ıslah olmayacaksınız, geçen her an ülkemizin aleyhinedir. Çünkü biz sizi çok iyi tanıyoruz.

Ülkemizde binlerce askerimizi ve polisimizi şehit edip bir bölgemizi yaşanmaz hâle getiren teröristlere tek laf edemeyip devleti hedef alan aydın ve akademisyen geçinen, karanlık odakların kara vicdanlı, karanlık zihinli, sıfatı büyük, kendileri küçük uşakları; sözcülüğünü yaptığınız karanlık odakların karanlık dünyalarında kara vicdanlarınızla baş başa kalın. Biz sizden uzağız, siz de bizden uzak olun. Çünkü biz sizi çok iyi tanıyoruz.

Paralelcilerin himayesinde her yıl Abant'ta toplanıp bildiriler yayımlayan büyük büyük(!) adamlar, bu yıl PKK'nın sözcülüğünü yapan partinin vekillerini ve daha düne kadar kanlı bıçaklı olduğu kesimi davet ederek "katil devlet" ilanıyla sonuç bildirgesi yayımlamış. Körler sağırlar, birbirini ağırlar. Ülkenin altını oyup devleti başımıza yıkmaya çalışanlar, sizden daha farklı bir sonuç çıksaydı şaşırırdık. Çünkü biz sizi çok iyi tanıyoruz.

2 Şubat 2016 Salı

“İçip Sızanlar” Değil, “İçi Sızlayanlar” Kuracak Yeni Dünyayı

Kapitalist sistemin çarkı ne pahasına olursa olsun dönmeli... O çarkın yakıtı ise mazlumların kanı ve gözyaşı... Şu anda dünyanın en mazlum milleti ise Ümmet-i Muhammed... Afganistan, Irak, Suriye, Mısır, Libya, Doğu Türkistan, Somali, Arakan, Yemen vs. dünyanın dört bir yanında oluk oluk Müslüman kanı akıyor. Her yerde farklı bir gerekçeyle Müslümanlar hedefe konmuş durumda...

Ya Müslümanlar, doğrudan ehl-i küffarın zulmüne uğruyor ya da ehl-i küffarın ekmiş olduğu fitne tohumlarıyla Müslümanlar birbirine zulmediyor. Müslümanlar arsında birlik yok, bırakın birlik olmayı müthiş bir güvensizlik, nefret ve düşmanlık var. Durum bu olunca da ehl-i küffar için İslam âlemi kolay lokma oluyor ve onlar da istedikleri gibi İslam âlemini ve Müslüman coğrafyasını dizayn edebiliyorlar.

İslam âleminde Batı için tehlike olabilecek küçük bir hareketlenme, millî bir duruş, aykırı bir ses çıksa o sesin çıktığı toprakları öyle bir kuşatıyorlar ki... Ya doğrudan müdahale edip o toprakları özgürleştiriyorlar(!) ya da içerideki işbirlikçi hainleri, piyonları kullanarak o toprakları Müslümanlar için cehenneme çeviriyorlar. Bunun en bariz örneğini Mısır'da gördük.

Afganistan'daki, Libya'daki, Irak'taki, Suriye'deki, Yemen'deki, Somali'deki durumlar da zaten malum... Özellikle Suriye üzerinden ülkemizi kuşatmaya çalışıyorlar. Suriye'deki savaşı, kargaşayı, kaosu ülkemize sıçratmak için uğraşıyorlar. Türkiye'ye doğrudan müdahale edemedikleri için de bunu içerideki piyonlarıyla yapmaya çalışıyorlar.

Neler yapmadılar ki son yıllarda ülkemizi iç savaşa, kaosa sürüklemek için!.. Hükûmeti devirmeye yönelik askeri darbe girişimleri, laik-Kemalist CHP'liler ve marjinal gruplar eliyle gezi kalkışması, Paralel İhanet Çetesi eliyle 17-25 Aralık darbe girişimi... PKK terör örgütü ve onun siyasi uzantısının Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da çıkarmaya çalıştığı kaos, isyan, iç savaş...

Hamdolsun ki bütün bu girişimler, önce Allah'ın inayetiyle sonra da Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın cesareti, becerisi ve liderliğiyle kazasız belasız atlatıldı. Yoksa bir Mısır, Suriye, Libya olmamız çok uzak değildi.

Ülkemizin Batı'ya olan bağımlılığın azalmaya başlaması, Batı'dan bağımsız politikalar üretmeye başlaması, bölgesinde güçlü bir aktör olarak ortaya çıkması, dünya siyasetine yön veren güçleri müthiş rahatsız ediyor.

Ama artık kritik eşik aşıldı... Şimdi rol biçilen değil, yolunu kendi seçen bir ülkemiz var... Bundan sonra da gezi olaylarında olduğu gibi belli odakların piyonu "içip sızanlar" değil; bilinçlenmiş, dünya siyasetini iyi okuyan, kalbi Ümmet-i Muhammed için atan, tüm dünyadaki mazlumlar için "içi sızlayanlar" önce ülkemizi layık olduğu yere getirecek, sonra da dünyayı kurtarıp yeni dünyayı kuracak inşallah...

Kimse kızmasın, hepimizin bildiği gibi içip sızanların ne kendilerine ne dünyaya bir faydası dokunur amaiçi sızlayanlar öyle mi? Onlar, hem ülkelerini hem insanlığı kurtaracak inşallah!..