12 Nisan 2018 Perşembe

Sema Maraşlı, feminizm ve İslamcı feministler

Sema Maraşlı Hanımefendi'yi birkaç fuarda uzaktan görmüş olmak dışında kendisiyle tanışıklığım yoktur. Kendisi de beni tanımaz muhtemelen... Baştan söyleyeyim, benim onun reklamını yapmak gibi bir niyetim, Sema Hanım'ın da buna ihtiyacı yok.

Kendisini ilk olarak Akra FM'de okunan masallarıyla tanımıştım, daha sonra ise kadın ve aile üzerine yazdığı yazılarla Haber7'den biliyorum.

Sema Maraşlı Hanımefendi'yi bizim için değerli kılan asıl nokta ise kadınların eşitlik safsatasıyla zihinlerinin iyice bulandırılıp feministleştirildiği zaman ve zeminde kadın ve aile konusunda tam bir Müslüman duruşu sergilemesi... "Modern(!) dünyanın modern(!) insanları ne der?" diye düşünmeden hak bildiğini dillendirmesi, Müslüman kadının ve genç kızın nasıl olması gerektiği noktasında yazdığı yazılar, kitaplar ve yaptığı çalışmalar...

Kadın ve kadın hakları konusunda günümüzün çarpık anlayışı konusunda kadınlarımızı uyaran, sorunların üstesinden nasıl gelinebileceğine dair çözüm önerileri sunan, takip edilmesi gereken bir kişi kesinlikle...

Gittikçe fıtratından uzaklaşan kadın ve erkek tiplerinin aksine fıtrata, yaradılışa, Müslümanca bir yaşam ve aile hayatına vurgu yapıyor. Gittikçe kadın lehine dengenin bozulup aile hayatının dinamitlenmesine, erkeğin itibarsızlaştırılmasına karşı kalemiyle ve kelamıyla mücadele ediyor.

" Yaradılışın aksine giderek mutlu olmak diye bir şey yoktur." diyor. Yine "Feminist kadın, kaybedilmiş kadındır." deme cesaretini gösterebiliyor hem de böyle bir zamanda!..

"Kadın hakkını değil, aklını kullanmalı... Ortalık haklarını bilen, yalnız ve mutsuz kadınlarla dolu. Tabii bir de eşiyle hak mücadelesi yapmaktan yorulmuş bezgin kadınlarla..." diyor. Çok yerinde tespitler kesinlikle...

Aslında kadınlarımız; çevrelerine şöyle bir baktıklarında en mutlu kadınların evine en çok bağlı olan, ailesiyle, çocuklarıyla -varsa tabii- ve kocasıyla en fazla vakit geçiren kadınlar olduğunu görecekler!..

En mutsuz kadınların da -ne kadar kariyer sahibi olsa da, paraya para demese de, herkesin gıptayla baktığı biri olsa da- düzgün bir aile hayatı olmayan, zamanında çoluk çocuğa karışmamış, bir erkeği mutlu edip onunla mutlu olma bahtiyarlığına erememiş kadınlardan oluştuğunu görecekler!..

Kadınlarımız; o kadar olumsuz propagandaya maruz kalmaktadır ki aile kurmayı, evinin kadını olmayı, ailenin oksijen kaynağı, geleceğimizin teminatı olan çocuk doğurmayı, kendi çocuğuna bakmayı, kocasına muhtaç olmayı utanılacak bir şey olarak görüp mutluluğu ısrarla evinin dışında aramaktadırlar.

Bu zihniyet sakattır, bu zihniyet sorunun ana kaynağıdır. Kadın ve erkek, kendi fıtratının sınırlarına çekilmezse aile kurumu bitecek ve dünya daha da yaşanmaz hâle gelecektir.

Bu konularda farklı düşünüyorsanız ya da kafanız karışıksa kesinlikle -özellikle hanım kardeşlerimize- Sema Maraşlı Hanımefendi'nin kitaplarını öneriyorum.

Eşim Aşkım Olsun, Eşimle Tanışmayı Unutmuşun, Sevmek Bu Kadar Güzelken, Tatlıya Bağlayalım, Mutlu Evlilik Okulu, Eşimin Eşi Yok, Evlendikten Sonra da Muhabbet Olsun, En Güzel Hediye, Huzur Bulalım Diye

Okuyun, pişman olmazsınız; hatta dua edersiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder