6 Eylül 2017 Çarşamba

Müslümanlar olarak çok meşgulüz, yapacak çok önemli işlerimiz var

Yine bir bayram, yeni bir bayram... Hepimizde harıl harıl bayram hazırlığı...

En iyi ve en ucuz kurbanlık nereden, nasıl alınır? Kimin aldığı kurbanlık, daha fazla et verir? Aldığımız kurbanlıkta etin kilosu kaç liraya geliyor?

Gündemimiz bu kadar basit ve Müslüman hassasiyetinden bu kadar uzak artık maalesef!.. (İslâm Âlemi, Ümmet-i Muhammed, vatan, millet kaygısı çeken hassas yürekli Müslüman kardeşlerimi istisna tutuyor ve onları selamlıyorum.)

Dünyanın dört bir yanında Müslümanlar kurban ediliyor, oluk oluk Müslüman kanı akıyor. Müslümanlar önce şeytanlaştırılıp terörist ilan ediliyor; sonrasında ise en acımasız yöntemlerle, en gaddar şekilde katlediliyor. Küffar, söz konusu Müslümanlar olduğunda kendi içindeki ayrılık gayrılığı unutup Müslümanları katlederken yekvücut oluyor; biz Müslümanlar ise hâlâ aramızdaki farklılıkları ön plana çıkarıp derinleştirmekle, birbirimizi tekfir etmekle, ötekileştirmekle, kendi görüşlerimizi tüm Müslümanlara dayatmakla meşgulüz.

Kimimiz hadisleri, kimimiz sünneti, kimimiz geleneksel İslam'ı, kimimiz modern İslam'ı (kaç çeşit İslam varsa) reddedip tek doğru İslam anlayışının bizimkisi olduğu iddiasıyla bizim gibi düşünmeyen tüm Müslümanları ötekileştirme derdindeyiz.

Kimimiz geçmişteki her şeyi kutsayıp dokunulmaz ilan ederken kimimiz geleneksel olan her şeyi reddedip yüzyıllar içinde oluşmuş İslam külliyatını, nasları, bilgileri, birikimleri reddedip üç kuruşluk bilgimizle hiç kimsenin düşünemediğini düşündüğümüzü, akledemediğini aklettiğimizi, yorumlayamadığını yorumladığımızı, anlamlandıramadığını anlamlandırdığımızı söylüyoruz.

Avamından havasına, talebesinden hocasına, cahilinden âlimine bu devrin Müslümanlarının en büyük handikabının haddini bilmemek olduğunu düşünüyorum. Haddimizi bilsek kendimizi de bileceğiz ve büyük büyük sözler söylemek yerine büyük işler yapmaya talip olacağız.

Ama ne gerek var bunlara? Klavyenin başında ahkâm kesmek, çok daha kolay ve herhangi bir riski yok.

Kudüs'te, Gazze'de, Filistin'de Müslümanlar dünyadan tecrit edilip inim inim inletiliyormuş, Mescid-i Aksa işgal ediliyormuş!.. Birkaç tivit atarız, sosyal medyadan İsrail'e birkaç küfür savururuz; görevimizi yapmış olmanın iç huzuru!..

Arakan'da Müslümanlar’a akla hayale gelmedik işkenceler mi yapılıyor? Çocuklar, yaşlılar diri diri yakılıp kadınlara tecavüz mü ediliyor? Haberleri izlerken bir iki ah vah ederiz, daha hassas olanlarımız bir iki damla gözyaşı dökeriz. Çok dertliyiz, çoookk!..

Somali'yi, Etiyopya'yı, Çad'ı, Sudan'ı, Myanmar'ı, Burma'yı, Ogadin'i, Eritre'yi, Nijer'i, Nijerya'yı, Filipinleri bize gösterdikleri kadar görürüz.

Ülkemizin en fakir insanının oraların en zenginlerine tekabül ettiğini bile bilmeden bu bölgelere yardım götüren kurumlara, kuruluşlara, insanlara en ağır ithamlarla saldırırız.

Neyse bunlar ağır meseleler!.. Bunlara kafa yorup hayatımızı zehir etmeye, ağzımızın tadını bozmaya gerek yok!.. Yapacak çok daha önemli işlerimiz var. Henüz Karun kadar zengin, Nemrut ve Firavun kadar güçlü, Maykıl Ceksın kadar meşhur olamadık.

Kâfirlerin icadı en lüks telefonumuzdan en süslü cümlelerle, en afili şiirlerle kâfirleri telin edip zor durumdaki Müslümanları Allah'a havale edip biz işimize bakalım.

Şimdiden hepimizin bayramı mübarek olsun!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder