19 Temmuz 2016 Salı

Kur'an Müslümanları(!) ve Tekfir Müessesesi

Bugün alanım olmayan, beni uzun zamandır rahatsız eden bir konuda birkaç kelam edeceğim... Haddimi aşacağım kısacası... Benim haddimi aşacak olmamın sebebi, öğrendiği üç beş Arapça kelimeyle kendisini Kur'an âlimi, yaşayagelmiş tüm âlimleri de cahil ya da kâfir ilan eden, din konusunda ahkâm kesen, haddini bilmez densizler!..

Son zamanlarda özellikle sosyal medyada "Kur'an Müslümanlığı" diye bir akım ortaya çıkarıldı ve belli kesimler arasında da oldukça popüler... Ha bu söylemin yeni olmadığının farkındayım, yeni olan bu kadar popüler olması ve aleni olarak kendilerinden farklı düşünen Müslümanların inançlarına saldırmaları, değerli buldukları her şeyi küçümseyip onlarla dalga geçmeleri... "İndirilmiş din ve uydurulmuş din"diye de kendilerince bir slogan üretmişler, kendileri gibi düşünmeyenleri anında tekfir ediyorlar. Kendileri indirilmiş dine mensup, onlar dışındaki biz Müslümanlar ise uydurulmuş dine göre yaşayan kefereler(!)... Hepimiz patates dinine inanıyoruz bu densizlere göre...

"Bize Kur'an yeter." diyerek Kur'an dışında tüm kaynakları reddediyorlar. Onlara kalırsak sünnet gereksiz, hadisler uydurma, âlimler boş beleş adamlar, tasavvuf şirk...

Herkes, Kur'an-ı Kerim'i çok rahat şekilde anlayıp hüküm çıkarabilir. Her şey Kur'an-ı Kerim'de açıkça yazıldığı için de hadise, meale, tefsire, mezheplere hiç gerek yok!..

Bir atasözünü, özlü sözü, bir şiiri bile anlayabilmek için alanında uzman birinin açıklamasına, daha iyi anlayan birinin yönlendirmesine ihtiyaç duyan zavallılar; mesele Kur'an olunca herkesi Kur'an âlimi, Kur'an-ı Kerim'i de -hâşâ- bakkal defteri yerine koyuyorlar... Bir ilacın üzerindeki prospektüsü (tarife) okuyup anlamaktan aciz, anlamak için uzman bir doktora ya da eczacıya ihtiyaç duyan acizler; mesele Kur'an olunca 1400 yıldır yaşamış olan tüm âlimlerden daha âlimler hatta onlar sapık, bunlar onların yanlışlarını düzelten allame-i cihanlar... Bir belagat şaheseri olan Kur'an-ı Kerim'i herkes okuyunca şıp diye anlayacak öyle mi? Hangi ayet, hangi olay üzerine, nerede vb. inmiş hiç önemi yok onlara göre...

Herkesin Kur'an-ı Kerim okuması gerek bizce de... Okuyan herkesin Kur'an-ı Kerim'den nasibince, ilmi ölçüsünde bir şeyler alacağını, anlayacağını da inkâr etmiyoruz. Bize göre de Kur'an duvarlara asılsın, ölülerin arkasından okunsun diye indirilmedi. Biz de Kur'an-ı Kerim'in emir ve buyruklarının hayatımıza tatbik edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bu demek değildir ki Kur'an okuyan herkes; Kur'an-ı Kerim'i eksiksiz anlar, ondan hüküm çıkarır, onu hayatına uygular...

Hâşâ hadisler uydurma, sünnet gereksiz, dinî ritüellerin tamamı şirk(!) Bu din, bu kitap; basit bir kurallar manzumesi mi? "İsviçre medeni kanununa göre evlenen, İtalyan ceza yasalarına göre cezalandırılan, Alman ceza muhakemeleri usulüne göre yargılanan, Fransa idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen" T.C. vatandaşlarının tabi olduğu, yamalı bohçaya dönmüş anayasa kitapçığı mı birader?

Allah, bu dini, Kur'an-ı Kerim'i ve Müslümanlar’ı sizlerden korusun!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder