23 Haziran 2016 Perşembe

Korkağız, Benciliz, Beceriksiziz, Samimiyetsiziz!!!

Türkmendağı!.. Soydaşlarımızın yaşadığı, iki adım ötemizdeki bölge!.. Orada başta Türkmen kardeşlerimiz olmak üzere, mücahitler uzun zamandır amansız bir savaş veriyor. Kime karşı veriyorlar bu savaşı? Görünürde Suriye rejimi güçlerine karşı... Ancak leş kargası gibi Suriye'ye çökmüş olan Ruslar’la, İslam dünyasının sırtında her dönemde hançer olmuş İran'ın ve Lübnan'ın Şii teröristleriyle, Suriye rejimin köpekleriyle ve daha arka planda bir sürü ülkenin gizli güçleriyle savaşıyorlar.

İmkânları oldukça sınırlı olan Türkmen kardeşlerimiz ve tüm mücahitler, insanüstü bir direnç göstererek bugüne kadar kahramanca korudular Türkmendağı Bölgesi'ni... Ancak son zamanlarda insansız hava araçları keşif yapıyor, rejim güçleri ve Rus güçleri, nokta atışı bombalamalarla o bölgedeki Türkmenler’e saldırıyordu. Türkmen güçlerinin ise zaten elinde yeterince silah yok, olanlar da uçaklara, şer cephesinin silahlarına karşı koyabilecek çapta silahlar değildi. Dolayısıyla köylerin bir kısmı rejim güçlerinin eline geçti, bir kısmı da zaten önceden boşlatılmıştı.

Türkmen komutanlarının İslam dünyasına ve Türkiye'ye haklı sitemleri var. Kendilerinin yalnız bırakılmayacağını düşündüklerini, ancak yeterince destek alamadıklarını söylüyorlar. Türkiye'nin daha aktif rol alacağını, kendilerine daha fazla sahip çıkacağını düşündüklerini ifade ediyorlar.

Rusya, Suriye'yle hiçbir sınırı olmadan kuzeyimizden gelip Suriye'de katliam yapıyor. İran, aradaki Irak'ı geçip Suriye'de terör estiriyor. Hizbullah denen Şii terörist grubu Lübnan'dan gelip Suriye'de kâfirlerle birlikte Müslümanlar’ı katlediyor. Tüm Batılı ülkeler ve ABD'de dünyanın bir ucundan gelip Suriye'de at koşturuyorlar, kardeşlerimizin tepesine bomba yağdırıp yerlerinden yurtlarından ediyorlar.

Burnumuzun dibinde, gözümüzün önünde kardeşlerimiz öldürülüyor. 1071'den beri Türk yurdu olan toprakları ellerinden alınıyor. Suriye'ye 877 km sınırı olan biz Türkiye de elimiz kolumuz bağlı bir şekilde kardeşlerimizin katledilmesini izliyoruz film izler gibi. Biz nasıl büyük devletiz, biz nasıl büyük bir milletiz? Katil sürülerini ve destekçilerini sadece içimizden buğz ederek, namazlardan sonra dua ederek, meydanlara çıkıp protesto ederek büyük devlet, büyük millet olunur mu? Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Hangi mazeret bu çaresizliğin açıklaması olabilir?

Korkağız, benciliz, beceriksiziz, samimiyetsiziz!..

Devlet ve millet olarak pısırıklığımızdan ve birilerinden çekindiğimizden daha fazlasını yapabilecekken yapmadığımız için korkağız.

Orada katledilen kardeşlerimiz için kılımızı kıpırdatıp rahatımıza kıyıp harekete geçmediğimiz içinbenciliz.

Elin gâvuru ve işbirlikçileri bize göre çok daha zor şartlarda Suriye'ye gelip kardeşlerimizi katlediyor ve biz onlar için bir şey yap/a/mıyorsak beceriksiziz.

Oradaki kardeşlerimiz için daha fazlasını yapabilecek imkânlarımız olduğu hâlde yapmadığımız ve bir de çok üzülüyormuş havalarına girdiğimiz için samimiyetsiziz.

Oradaki kardeşlerimize acımayalım, kendimize acıyalım. Bu kadar sefil, rezil, aciz olduğumuz için!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder